her kitabıyla okuyucunun kalbinde hususi
bir yer edinen Ayşa Kulin ataköy escort bu defa şahsi
yaşam öyküsü ile karşımızda . Yazar Dürbünümde Kırk Sene adını verdiği hayatının 40 yıllık bölümünü ömür
ve Hüzün isimli iki kitapla anlatıyor. "hayat ve Hüzün’de yazdıklarım, babamın da var olduğu dünyada geçirdiğim kırk yılın, dürbünüme çarpan resimleridir; özelimde ve ülkemde 1941’den bu yana yaşadıklarımdan, gördüklerimden seçmelerimdir. Kitabıma, bizleri
hayli
etkileyen, hayli
üzen, hayli
sevindiren, bende iz bırakan, belleğimde hep kalan anılarımı aldım. 1983’ten sonraki yıllarımın serüveni olabilsin
bir özge
kitaba konu olur ama bu kitaplar, 1983 yılına kadar, Edip Cansever’e rahmetle merhaba
olsun, “ben Ayşe Kulin Nasılım?”a yanıtımdır."veda ve Umut’ta ailesinin yaşadıklarından yola çıkarak Osmanlı’nın son günlerinden Cumhuriyet'in ortalarına dek
Türkiye’nin öyküsünü anlatan Ayşe Kulin, bu kez ömür
ve Hüzün’de şahsi
anılarını ve o anıların geri
planını oluşturan dünyayı anlatıyor. çağdaş Türk edebiyatının en sevilen kalemlerinden birisi
olan Ayşe Kulin’den, anıların, Türkiye ve dünya koşullarının iç içe geçtiği bir çalışma.hürriyet Pazar yazarlarından şehriban Oğhan'ın Ayşe Kulin ile yaptığı röportajdan bir takım
bölümler yazarı ve kitabı fazla
iyi anlatıyor: dedesi Osmanlı’nın son nazırlarından Ahmet Reşat Bey, babası Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk genel müdürlerinden, Devlet Su Işleri Reisi Muhittin Kulin. Savaş yorgunu ve yoksul Türkiye’de, ikinci savaş tamtamları çalarken doğuyor. Eskimiş
Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ile meşhur
müzisyenler Ekrem-cemal Reşit Rey’in babaları Ahmet Reşit Rey’in kucağında büyüyor. Güzelliği Iran şahı Pehlevi’nin eş adayları ortasında
gösterilecek dek
tescilli. ışıltılı
bir eğitim ve varlı
bir koca.. Ama
peri masalı uzun sürmüyor. üç yıllık evliliğin arkasından
23 yaşında, iki oğluyla baba evine dönüyor. Yıllar süren, iftiralarla dolu velayet davaları, sekiz yaşım var
yurtdışında bir yatılı okula gönderilen çocukların arkasından dökülen gözyaşları ve ikinci evlilik. Iki çocuk sahibi yine de
olduğu ikinci eşiyle öncelikleri değişik, çeşitli, başka, diğer
olunca 30’lu yaşlarda dört çocuk annesi gibi
iş aramaya başlıyor. Evvel
arkadaşı Abdi Ipekçi’nin kapısını çalıyor. Ipekçi’nin “her yıl Londra’ya gidiyorsun, Kraliçe ile röportaj yaparsan işe alırım” sözüyle vazgeçiyor gazetecilikten. Milliyet Yayınları’nın başındaki Altemur Kılıç ile görüşüp çeviri yapmaya başlıyor. Kılıç’ın kafasındaki ‘playgirl’ imajını silmeye çalışarak. Bu arada kocasının kendisini aldattığını öğreniyor ve bir yastıkta kocama hayali suya düşüyor. özünü
işine veriyor. Bir yandan reklam çekimlerinde sanat yönetmenliği yapıyor, bir yandan Betül Mardin ile yanında
halkla ilişkiler sektörüne giriyor. Asil Nadir ve Bedrettin Dalan ile çalışma o döneme rastlıyor. Bu arada hafif
hafif
özge
denemeleri başlıyor. çocukluğunun geçtiği Ankara’daki komşusu Aylin’in ömür
öyküsünü kaleme aldığı ‘adı Aylin’ hayatının dönüm noktası oluyor. Kitapları 18 dile çevrilen Ayşe Kulin, son kitabı ‘dürbünümde Kırk Sene’de şahsi
öyküsünü, 1941-1983 yılları Türkiye panoramasıyla anlatıyor. Kitap, “bunca yanlışı kırk yıla iyi sığdırmışım, aferin bana! çocuklarımı saymazsam, elde var kocaman bir sıfır!” yüzleşmesiyle başlıyor.kitap okutan bir yazar. okuduğum okulun yazar olmamda fazla
iri
faydası oldu. Fazla
bireyci bir okuldu, kabiliyetini görüp yönlendiriyorlardı. Her adam
bir yetenekle doğuyor. Dikiş dikmek, iyi tüketmek
yapmak, ressam olmak, hepsi yetenek işi. Yazar bulunmak
da öyle; gidin üç tane okul
bitirin, oturun roman yazın, olmuyorsa olmuyordur. Bence büsbütün
genlerde oluyor. Dna ile geliyor. Ailemde yazar yok ama halam nefis
yazardı. Babam da mühendisti ama yazmakla interesan
bir derdi vardı. Kitaplarım 18 dile çevrildi. çince ve Tayvanca’ya çevriliyor. Itibarım yurtdışında yine de
fazla. Nobel hayalim yok. Ama
Dublin Impac ödülü var. Fazla
mühim
bir edebiyat olayı. Iki Türk yazar listeye girdi. Orhan Pamuk ve ben. Okumayan insanlara, kitap okutan yazarım. Her kitabım aynı
bunların
da satacağını tahmin ediyorum. Bir beklentiyle yazmadım. şunu
otobiyografi gibi
görmüyorum ,
yaşadığım coklu
herneyi
koymadım içine. Tek kitap gibi
düşündük ama
yoğun
oldu, iki kitap yaptık. Ilk bölümü ömür
1941-1964 Türkiyesi, ilk eşten ayrılıp Ankara’ya baba evine döndüğümde bitiyor. Ikinci kısım Hüzün; 64-83 arası Ankara’da başlayan ömür
ve boşanma, velayet mahkemeleri. 83 sonrası olmayacak. hayat Dürbünümde Kırk Sene-1. Kitap (1941-1964)ayşe Kulineverest Yayınlarıhüzündürbünümde Kırk Sene-2. Kitap (1964-1983) Ayşe Kulineverest Yayınlarıpudra.com öneriyor: Ayşe Kulin'in yaşam öyküsü hem kitap severler nedeniyle
hem de kadınlar nedeniyle
hayli
ilham verici bir öykü. Ayrıca, bu 40 yıllık dönemde yaşananların arka
planında Türkiye ve dünyaya dair ilginç saptamalarla renkleniyor kitaplar. ömür
ve Hüzün, dönem kitapları, öz yaşam öyküsü sevenler ve elbette Ayşe Kulin okurları nedeniyle
kusursuz
bir okuma.
bir yer edinen Ayşa Kulin ataköy escort bu defa şahsi
yaşam öyküsü ile karşımızda . Yazar Dürbünümde Kırk Sene adını verdiği hayatının 40 yıllık bölümünü ömür
ve Hüzün isimli iki kitapla anlatıyor. "hayat ve Hüzün’de yazdıklarım, babamın da var olduğu dünyada geçirdiğim kırk yılın, dürbünüme çarpan resimleridir; özelimde ve ülkemde 1941’den bu yana yaşadıklarımdan, gördüklerimden seçmelerimdir. Kitabıma, bizleri
hayli
etkileyen, hayli
üzen, hayli
sevindiren, bende iz bırakan, belleğimde hep kalan anılarımı aldım. 1983’ten sonraki yıllarımın serüveni olabilsin
bir özge
kitaba konu olur ama bu kitaplar, 1983 yılına kadar, Edip Cansever’e rahmetle merhaba
olsun, “ben Ayşe Kulin Nasılım?”a yanıtımdır."veda ve Umut’ta ailesinin yaşadıklarından yola çıkarak Osmanlı’nın son günlerinden Cumhuriyet'in ortalarına dek
Türkiye’nin öyküsünü anlatan Ayşe Kulin, bu kez ömür
ve Hüzün’de şahsi
anılarını ve o anıların geri
planını oluşturan dünyayı anlatıyor. çağdaş Türk edebiyatının en sevilen kalemlerinden birisi
olan Ayşe Kulin’den, anıların, Türkiye ve dünya koşullarının iç içe geçtiği bir çalışma.hürriyet Pazar yazarlarından şehriban Oğhan'ın Ayşe Kulin ile yaptığı röportajdan bir takım
bölümler yazarı ve kitabı fazla
iyi anlatıyor: dedesi Osmanlı’nın son nazırlarından Ahmet Reşat Bey, babası Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk genel müdürlerinden, Devlet Su Işleri Reisi Muhittin Kulin. Savaş yorgunu ve yoksul Türkiye’de, ikinci savaş tamtamları çalarken doğuyor. Eskimiş
Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ile meşhur
müzisyenler Ekrem-cemal Reşit Rey’in babaları Ahmet Reşit Rey’in kucağında büyüyor. Güzelliği Iran şahı Pehlevi’nin eş adayları ortasında
gösterilecek dek
tescilli. ışıltılı
bir eğitim ve varlı
bir koca.. Ama
peri masalı uzun sürmüyor. üç yıllık evliliğin arkasından
23 yaşında, iki oğluyla baba evine dönüyor. Yıllar süren, iftiralarla dolu velayet davaları, sekiz yaşım var
yurtdışında bir yatılı okula gönderilen çocukların arkasından dökülen gözyaşları ve ikinci evlilik. Iki çocuk sahibi yine de
olduğu ikinci eşiyle öncelikleri değişik, çeşitli, başka, diğer
olunca 30’lu yaşlarda dört çocuk annesi gibi
iş aramaya başlıyor. Evvel
arkadaşı Abdi Ipekçi’nin kapısını çalıyor. Ipekçi’nin “her yıl Londra’ya gidiyorsun, Kraliçe ile röportaj yaparsan işe alırım” sözüyle vazgeçiyor gazetecilikten. Milliyet Yayınları’nın başındaki Altemur Kılıç ile görüşüp çeviri yapmaya başlıyor. Kılıç’ın kafasındaki ‘playgirl’ imajını silmeye çalışarak. Bu arada kocasının kendisini aldattığını öğreniyor ve bir yastıkta kocama hayali suya düşüyor. özünü
işine veriyor. Bir yandan reklam çekimlerinde sanat yönetmenliği yapıyor, bir yandan Betül Mardin ile yanında
halkla ilişkiler sektörüne giriyor. Asil Nadir ve Bedrettin Dalan ile çalışma o döneme rastlıyor. Bu arada hafif
hafif
özge
denemeleri başlıyor. çocukluğunun geçtiği Ankara’daki komşusu Aylin’in ömür
öyküsünü kaleme aldığı ‘adı Aylin’ hayatının dönüm noktası oluyor. Kitapları 18 dile çevrilen Ayşe Kulin, son kitabı ‘dürbünümde Kırk Sene’de şahsi
öyküsünü, 1941-1983 yılları Türkiye panoramasıyla anlatıyor. Kitap, “bunca yanlışı kırk yıla iyi sığdırmışım, aferin bana! çocuklarımı saymazsam, elde var kocaman bir sıfır!” yüzleşmesiyle başlıyor.kitap okutan bir yazar. okuduğum okulun yazar olmamda fazla
iri
faydası oldu. Fazla
bireyci bir okuldu, kabiliyetini görüp yönlendiriyorlardı. Her adam
bir yetenekle doğuyor. Dikiş dikmek, iyi tüketmek
yapmak, ressam olmak, hepsi yetenek işi. Yazar bulunmak
da öyle; gidin üç tane okul
bitirin, oturun roman yazın, olmuyorsa olmuyordur. Bence büsbütün
genlerde oluyor. Dna ile geliyor. Ailemde yazar yok ama halam nefis
yazardı. Babam da mühendisti ama yazmakla interesan
bir derdi vardı. Kitaplarım 18 dile çevrildi. çince ve Tayvanca’ya çevriliyor. Itibarım yurtdışında yine de
fazla. Nobel hayalim yok. Ama
Dublin Impac ödülü var. Fazla
mühim
bir edebiyat olayı. Iki Türk yazar listeye girdi. Orhan Pamuk ve ben. Okumayan insanlara, kitap okutan yazarım. Her kitabım aynı
bunların
da satacağını tahmin ediyorum. Bir beklentiyle yazmadım. şunu
otobiyografi gibi
görmüyorum ,
yaşadığım coklu
herneyi
koymadım içine. Tek kitap gibi
düşündük ama
yoğun
oldu, iki kitap yaptık. Ilk bölümü ömür
1941-1964 Türkiyesi, ilk eşten ayrılıp Ankara’ya baba evine döndüğümde bitiyor. Ikinci kısım Hüzün; 64-83 arası Ankara’da başlayan ömür
ve boşanma, velayet mahkemeleri. 83 sonrası olmayacak. hayat Dürbünümde Kırk Sene-1. Kitap (1941-1964)ayşe Kulineverest Yayınlarıhüzündürbünümde Kırk Sene-2. Kitap (1964-1983) Ayşe Kulineverest Yayınlarıpudra.com öneriyor: Ayşe Kulin'in yaşam öyküsü hem kitap severler nedeniyle
hem de kadınlar nedeniyle
hayli
ilham verici bir öykü. Ayrıca, bu 40 yıllık dönemde yaşananların arka
planında Türkiye ve dünyaya dair ilginç saptamalarla renkleniyor kitaplar. ömür
ve Hüzün, dönem kitapları, öz yaşam öyküsü sevenler ve elbette Ayşe Kulin okurları nedeniyle
kusursuz
bir okuma.